Gönül Çalabın Tahtı
Şems_i Tebrizi ( rahmetullahi aleyhi) şöyle der:Hak Teâla'nın tecelli ile sığdığı
gönül, Rasûlullah'ın ( sallahu aleyhi vesellem) gönlüdür.Ne zaman ki Allah Teâla,
insanın gönlünü bütün kâinattan daha geniş yarattı, artık ona Cenâb_ı Hak'tan
gayri kimse sığmaz. Hiç şüphesiz bu tecellinin insanda hâsıl olmasının sebebi, dâima
zikir sebebiyledir. Bundan dolayı zikrullah en üstün bir ibadet şekli olmuştur. Nitekin Hak Teâla
şöyle buyuruyor: ;Allah'ı anmak elbette ( ibadetlerin) en büyüğüdür;( Ankebut 29/45).
Hz. Ali (radıyallahu aleyh) münâcâtında/Allah'a yakarışında şöyle der; Yârabbi! Bana şeref
ve nimet olarak kul olmam yeter ve senin benim Rabbim olman da bana yeter.
İmami Gazali (rahmetullahi aleyh)şöyle demiştir: Allah'a kavuşmanın dışında kurtuluş yoktur
Muhabbet ve marifet başka bir yola değil, ancak ;Sevgili; yi zikretmekle elde edilir. Gerçek Muhabbet
lezzet içinde helâk olmaktır ve marifet, hayret içinde müşahade etmektir. Şeriat âlimlerinin
yanında Hak Teâlâ'nın kulunu sevmesi mecazidir. Bu sevgi O'nun rahmetinden ibarettir.
Kulun Allah Teâlâ'yı sevmesi de O'na ibadet etmekten ibarettir. Fakat ehl_i hakikatin yanında
Cenâb_ı Hakk'ın kulunu sevmesi, kendisine yakınlaştırması, bâtının göstermesi, dünya sevgisini
ve diğer perdeleri o kulun gönlünden gidermesidir. Kulun Hak Teâlâ'yı sevmesi de işte bu
kemalata meyletmesidir.
Ebu Tâlib el_Mekki ( rahmetullahi aleyh) der ki: Bütün makamlar, kişiye muhabbetin
dışında herhangi bir şeyle verilmez. Bu makamlarda elde edilen her şey gitse, ama muhabbet
kalsa zararı yoktur. Ama bir kişinin muhabbeti kaybolursa makamlar ona fayda vermez.
Ebû Bekir_i Sıddık ( radıyanlahu anh) buyurdu: Kim ki Cenâb_ı Hakk'ın özel muhabbetinden
bir nebze tadarsa, bütün dünyadan ve dünya ile alakalı her şeyden yüz çevirip Allah Teâlâ'nın
muhabbetiyle meşgul olur.Öyleyse Hakk'ı isteyen kimse, gönlünü mâsivadan temizlesin. Çünkü
gönül letâfette ayna gibidir. Müminin gönlü arş ile kürsi ile perdelenmez, aksine bu perdelerden
Rabb'in ilâhi güzeliklerini müşahede eder, bunlar ona mani olmazlar. Gönül, Hakk'ın marifetine
taht olduğunda ve Hakk'ın muhabbetinin arşı olduğunda, O'na layık şerefli bir yer olmuş demektir
Nasıl olmasın ki Cenâb_ı Hakk'ın tecelli ettiği yerdir.
Bayezid-i Bistami ( kuddusu sırrıhu) şöyle der; Hak Teâla, gönlün genişliğinden bahsetti. Şayet
arş ve yüz bin alem, ârif'in gönlüne konsa haberi olmaz.
Cüneyd_i Bağdağdi( kuddise sırruhu) der ki : Yaratılmış, Allah'a yakınlaşmış olsa o yaratılmıştan
eser kalmaz. Gerçekte Allah Teâlâ, kulun kabiliyetine göre tecelli eder. Kul ; Ya Hû ; deyince Hak
sübhânehû ve Teâlâ onun aklına ve ruhuna tecelli eder. Öyle olunca kulun kalbinde dehşet
hasıl olur ve ruhuna hayret düşer. O zaman kul, Allah'tan gayri her şey den yüz çevirir, dilinde
ve aklında ( hû) dan başka bir şey kalmaz.
İmam Fahreddin_i Râzi ( rahmetullahi aleyh) şöyle der:( lâ ilahe illallahû) avam halkın tevhididir
( lâ hüve illâ hû) seçilmişlerin tevhididir. Dolayısıyla anlaşıldı ki zikrin en efdali ( lâ hüve illâ hû ) dir.
ENVÂRÜ'L _ÂŞIKÎN Yazıcıoğlu Ahmet Bican.
Konu Adresi: http://www.dervisler.net/envaru-l-asikin-gonul-calabin-tahti-t36478.0.html;msg154253