Sâdât-ı kirâmın yoluna giren:mürid,
şu kötü huylardan kalbini temizlemelidirAllah Teâlâ bazı kişilere servet veya ilim vermiştir. Bu O’nun bir ikramıdır.
Bu ikrama lâyık görülen kişiler tevazu sahibi olmalıdır. Kibirlenmemelidir.
Tevazuyu elde edemeyen müridler, kibir hastalığından kurtulamazlar.
Zenginlerin tevazuu, fakirlerle birlikte olabilmektir.
Müridin haram işlere yönelmesi, kalp huzurunun kaybolmasına sebep olur.
Müridin kazancı helâl olmalıdır. Kişi helâl kazancın kendi ihtiyacından fazlasını
başkalarına yardım ederek değerlendirmelidir. Çünkü bu durum,
insanın harama yönelmesini engeller. Buna îsâr denir ki bu,
sahâbe-i kirâmın en önemli özelliklerindendir.
Mürid, merhametsiz olmamalıdır. Merhametsizlik, kul ile Allah Teâlâ arasında
bir engeldir. Allah’ın kullarına şefkat göstermeyen, rabbimizin merhametine
mazhar olamaz.
Şah-ı Hazne (k.s) şöyle demiştir:
‘Sizler mürşidinizden ziyade, onun müridlerine hizmet etmek için gayret edin.
Zira kullar, Allah’ın ıyâlidir. O’nun ıyâline fedakârlık etmeyen, Allah Teâlâ’dan
feyiz alamaz.
Seyda-i Tâhî hazretleri, Mevlânâ Fethullah Verkânisî hazretlerine
şöyle buyurmuştur:
‘Bizim yolumuz, üstada ve arkadaşlara canı feda edebilmeyi gerektirir.
Çünkü bu yol, Hz. Ebû Bekir Efendimiz’in (r.a) yoludur.
O Allah yolunda her şeyini, arkadaşı Hz. Muhammed Mustafa Efendimiz (s.a.v)
hakkında feda etmişti. Sadece o değil, bütün ashâb-ı kirâm böyleydi ve
bundan çok fayda gördüler.’
Kalp yaratılışı gereği kâmil zatları sever. İlim ehli olan, hikmet sahiplerinin
sohbetlerinden gönlü mahrum etmemek gerekir.
Mürid buna dikkat ederse, gönlü ilâhî feyizlere açık duruma gelir.
Eğer bir kişi, mürşidine tâbi olduktan sonra kemâlâttan mahrum kalıyorsa
bunun sebebi, fâsık insanlarla düşüp kalkmasıdır.
Bizim yolumuz edep ile elde edilir.
Şah-ı Nakşibend (k.s) şöyle buyurmuştur:
‘Hikmet ve ilim sahipleriyle sohbet edene müjdeler olsun!...’
Helâl lokma yemek için gayret eden mürid faydasını mutlaka görür.
Çünkü helâl lokma kalbin mânevî olarak ilerlemesine yardımcı olur.
Mürid, bilmediklerini mutlaka ilim sahiplerinden öğrenmelidir.
Mürid, kimseye zarar vermemelidir.
Müridin gayesi, dünyalık mal ve mülk biriktirmek olmamalıdır.
Mürid, zikre devam ederse sükût haline kavuşur.
Bu, iyi bir haslettir. Sükût halini elde eden mürid,
zikrin de faydasını görmüşse huzur ehli olur.”
ALTIN SİLSİLE - Semerkand Yayınları
Konu Adresi: http://www.dervisler.net/muridsu-kotu-huylardan-kalbini-temizlemelidir-t6917.0.html