Dervişler Mekanı
DERVİŞLER MEKANI => Günün Sohbeti => Konuyu başlatan: ÖmerZ - 07/10/19, 22:43
-
Allah Rasûlü -Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem- muhtelif vesîlelerle ve sık sık; “Allâh’ım! Gerçek hayat, sadece âhiret hayâtıdır.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Rikak, 1)
Bu düstûru, O’nun ümmeti olarak bizler de gönüllerimize nakşetmek mecbûriyetindeyiz. Herhangi bir fânî nîmete ulaştığımızda; “Allâh’ım! Gerçek hayat âhiret hayatıdır!” diyerek, nîmetlerin asıl sahibine şükretmeli; şımarıklık, azgınlık ve gafletten sakınmalıyız. Zîrâ böyle bir hassâsiyetten mahrum olanların hâlini, Rabbimiz şöyle haber vermektedir:
“…Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.” (er-Ra’d, 26)
Yine mü’minler olarak herhangi bir musîbet veya iptilâ ile karşılaşıp sabrımızın zorlandığı anlarda da; “Allâh’ım! Gerçek hayat âhiret hayatıdır!” diyerek rızâ, teslîmiyet, sabır ve tevekkül ile metânetimizi ve ruh dengemizi korumalıyız. Dâimâ Rabbimize sığınarak:
“…Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için âhiret daha hayırlıdır…” (en-Nisâ, 77) şuur ve idrâki içinde huzurlu bir kulluk hayatı yaşamalıyız.
Sanki hiç bitmeyecekmiş zannedilerek hoyratça tüketilen dünya hayatının, aslında ne kadar kısa bir zaman dilimi olduğu, âyet-i kerîmede şöyle beyân edilir:
“Kıyâmet gününü gördüklerinde (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar.” (en-Nâziât, 46)
Bu yüzden şu kısacık ömürde yapılacak en akıllıca iş, Hakk’a güzel bir kulluktur.
| Osman Nuri Topbaş Hocaefendi