Âdem (a.s.) oğlu Şît (a.s.)’a; “Ey oğlum! Benden sonra halîfemsin. Allahü Teâlâ’yı ne zaman zikredersen, anarsan, O (c.c.) ile beraber Muhammed (s.a.v)’in ismini de söyle. Çünkü O (c.c.)’un ismini, ben ruh ve beden arasında iken arşın altında gördüm. Sonra semâları dolaştım. Semânın her tarafında O (s.a.v.)’in isminin yazılı olduğunu gördüm. Rabbim beni Cennet’te bulundurdu. Cennet’te gördüğüm her saray ve her odada Muhammed (s.a.v)’in ismi yazılı idi. Yine O (s.a.v.)’in ismini, hûrîlerin boyunlarında, Cennet kalelerinde, Tûbâ ağacı ile Sidretü’l-müntehâ yapraklarında, meleklerin gözleri arasında, yazılı olarak gördüm. Onun için Muhammed (s.a.v) ismini çok an! Çünkü melekler O (s.a.v.)’den her an bahsederler.” dedi.
Âdem (a.s.) vefâtına kadar evlâtları arasında kaldı. Onlara Allahü Teâlâ’nın emrettiği şeyleri bildirdi. Kırk bin evlâdını gördü. Kendisinin yirmi oğlu ve yirmi kızı var idi. Diğerleri torunları ve onların evlâtları idi. Ömrü bin yıla erişince hastalandı ve oğullarını topladı. Hakk Teâlâ’ya ibâdet etmelerini, şeytâna ve şeytânın avânelerine uymamalarını emreyledi. Sonra Şît (a.s.)’a, Peygamberimiz (s.a.v.)’in nurunu çok dikkatle muhâfaza etmesini vasiyet etti.
Âdem (a.s.) vasiyetini tekrar etti. Kelîme-i Tevhîd’i söyledi. Zürriyetinden gelecek peygamberlere bu vasiyeti ulaştırmalarını emreyledi. Sonra Şît (a.s.)’a döndü; “Ey Şît, benim ecelim yaklaştı. Benden sonra halîfem ol. Dîni yaymağa gayret eyle. Hakk Teâlâ’yı zikredince, Muhammed (s.a.v.)’i de birlikte zikret ve onun rûhâniyetinden istifâde eyle. Şît (a.s.)’ı yanına çağırıp gece ve gündüzdeki kıymetli vakitleri ve bu vakitlerde yapılması gereken ibâdetleri öğretti. Nuh (a.s.) zamanında vuku bulacak tufanı önceden ona bildirdi. Tufandan sonraki vuku bulacak hâdiseleri de haber verdi. Vasiyetini yazıp Şît (a.s.)’a verdi.”
(Peygamberler Tarihi Ansiklopedisi, 1.c., 35.s.)
Konu Adresi: http://www.dervisler.net/sabir-beldesi-eyyub-nebi-ashz-eyyub-hz-elyasa-hz-rahme-t4995.0.html;prev_next=next