Mevlam razı ola .
Yeni konularınızı bekliyoruz kurban.
Hak varsa helaldir her daim, sizde helal edesiniz.
vesselam, veddua.

..........
Hizmet yoksa himmet olmaz bu kesin
Hem hizmet nimettir böyle bilesin
Gayret et gönle gir “benimdir” desin
Sultan kölesini atmaz kurbanım ...

TESLİM OLAN ZARAR ETMEZ KURBANIM...

"Bu kapının nasiplenenleri "tefekkür" halinde oldukları müddetçe, "felsefe" ye ihtiyaç duymazlar. "

Eveeet sofican ben de bundan kastediyordum zati..

Kur'an- Kerim de Allah-u Teala (c.c)

Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parçaparça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
O, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah’tır. Gaybı5 da, görünen âlemi de bilendir. O,Rahmân’dır, Rahîm’dir.
O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü
eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi,düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.
O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki herşey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
HAŞR SURESİ 21-22-23-24 AYETLER

Allah-u Teala bu emanet yükünü ehline veriyor zaten...Ona sözümüz yok ki .....
Asıl hizmeti de onlar görüyorlar....
Ama Allah-u Teala nasıl ki namazdan dua etmeden istemeden kalkan kuluna öfkeleniyor ise....
Saadatlarda gayret eden isteyen sofisine veriyor gani gani veriyor..

Allah selametini versin bir vekil abimiz vardı Ankaralı Allah razı olsun Menzil'de Dursun Ali Erzincanlı'nın yakasına yapışıp dedi ki:
Allah için söyle nerden aldın ?
Söylemek istemedi...
Ne olur söyle dedi
Sofi uyanık...
BIrakmadı söylemek zorun kaldı Dursun Abi..
MEDİNEDEN dedi.

Allah-u Teala siz dualarınız olmasa ne işe yararsınız derken..
Hiçbirşeyin kendiliğinden olmasını bekleyemeyiz...
Evet YÜK ONLARIN ama ama bu çarkın bir parçası olmayı talep etmek lazım Deli olmak lazım..
Vazgeçmek lazım gerekirse ANADAN BABADAN onlar nereye sürer ise oraya sürülmek lazım demek istiyorum.....
Onlar çoban biz sürü değnekle nereye DÜRTERLERSE ORAYA GİTMEMİZ LAZIM KAFAMIZI SAĞA SOLA KALDIRIP BAKMADAN!

amin amin ecmain...
biz sizleri Allah için çok seviyoruz....
Hakkımız helaldir....hoş holsun...

"İşin başında gayret etmeyen ve azimli davranmayan bir kimse,
işin sonunda elinde müridlik yapan bir müridin iflahına sebep olamaz....
Zira mürşid ne kadar çalışır ise mürid de o kadar çalışır...
Mürşid uyur ise mürid de uyur mürşid uyanıp kalkar ise mürid de kalkar...
Müridlik sadakat ister..."
İbrahim ed Desuki k.s  Behçetü's Seniyye sayfa 125 Muhammed  bin Abdullah Hani

"Bana kalırsa mürid ile mürşid arasında bulunan manvi münasebet , ilahi muhabbete nail olan ehlullah nazarında zahiri ve maddi baba-evlat münasebetinden daha üstün ve şereflidir..
Zira zenci asıllı Bilal Habeşi 'yi acem asıllı Selman-ı Farisi yi ve Rum asıllı Suheyb -i Rumiyi Hz.Peygambere yakınlaştıran şeref ve ehli beyt arasına katan bu nisbetti...
Ebu Talib i bu şereften mahrum bırakan bu nispetten mahrumiyettir..
Amcalık gibi gayet yakın bir akrabalık ilişkisi onu Rasulullah a yakın kılmamıştır...
Ne var ki ilahi irade onu bundan perdelemişti..
Nitekim aşıkların sultanı Ömer bin Rafız k.s beyti ile bu nisbete işaret etmiştir:

O BAĞ Kİ OLUŞTU ARAMIZDA İLAHİ MUHABBETTEN
DAHA YAKINDIR ANNE VE BABADAN OLUŞAN NESEPTEN..."

Behcetü' Seniyye Muhammed  B.Abdullah Hani s.122

Allah razi olsun gurbanlar muhabbete vasıl olmak için tum bu yazılanları hizmet çerçevesinde tefekkür etmek lazım sormak lazım....

hizmet nedir....
saadat ile olan ünsiyetimiz ne derecededir...
onların söylediklerini harfiyyen yapabiliyor muyuz ?
hizmet denilince nefsimize ne kadar basabiliyoruz?..

çünkü S.Muhammed  Raşid ks hz.leri şu sofiler bele bastıkları gibi bir kere nefslerine bassalar ikinci adımda Allah'a ulaşırlar demiş idi...

Ben bunları kendi nefsime soruyorum gurbanlar....
Burası muhabbet mekanı değil mi ki...

Allah (c.c) râzı olsun Bi_iznillah kardeşim...Âmin inşaAllah dualarınıza...
Hoş bir sohbet ve muhabbet oluyor inşaAllah...
Sâdat, herkese her hizmeti nasip etmiyor...
Kimisinin bilgi-becerisi, kimisinin de manevi halleri her türlü hizmete cevap veremiyor...
Allah (c.c) ın izniyle onlar da bildiklerinden dolayı hizmet paylaşımı da ona göre değişiyor...
Kimi kardeşlerimiz hizmete çağrılırsa giderken, kimileri de "Hizmet var mı kurban" diye kapı aşındırıyorlar...
Allah (c.c) hepsinden râzı olsun inşaAllah...
Kalender kardeşim de bilir...
Ben de onun gibi genelde becerilerim "Fırın" da çalışmaya müsait olduğundan ilk etapta oraya gider, hizmet var mı diye sorarım...
Hamd olsun bir gün bile "yok sofi" denmedi...
Hatta hizmet biitiğinde ayrılırken görevli bana:
-Sen gene gel... diye çağrıda bulunurdu...
Bizim de o işlere biraz elimiz yatkın Hamd olsun...Bundan öte "hizmet" e de çok ihtiyacımız olduğundan tabi ki...
Fırın da isteyen her erkek orada hizmet etme imkanına sahipse de, ne hikmetse "Çorba" pişirmeye sıra geldiğinde böyle bir "Lütf" a nail olamıyorlar...
Sebebi:
Çorbanın pişirilmesinde "Hızır" a.s ın refakat ettiğinden olabilir mi acaba ?
Çorbayı yapanlar, aynı zamanda da dağıtırlar...
Başkasını o hizmete dahil etmezler...
Şüphesiz, Sâdat ın da bir bildiği vardır...