0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Deðerli okuyucu! Ayeti kerimelerde ve hadis-i þeriflerde de bildirildiði üzere Allah Teala kullarýndan “ölüm meleði gelmeden ve güneþ batýdan doðmadan önce” çokça Tevbe etmelerini istiyor. Tevbe yi kýsaca tarif edecek olursak, Kiþinin gaflet ve hatalar içerisinde geçirdiði ömründen dolayý piþmanlýk duyarak, kulun kendi iradesi ile çaresizliðini, acizliðini anlayýp, kendisini affedip baðýþlayabilecek yegâne varlýk olan Allah'a dönmesidir. Çünkü yüce Rabbimiz bir ayeti kerimede mealen " Sen Rabbinden, Rabbinde senden razý olduðu halde O'na dön. " 16 buyurmaktadýr. Bütün ibadetlerde olduðu gibi tevbede de ihlas ve samimiyet baþta gelmektedir. Bunun alameti ise yaptýklarýndan dolayý piþmanlýk duymak, hak sahiplerine haklarýný iade etmek, o hatalarý bir daha iþlememeye çaba sarfetmek ve hayatýn geriye kalan kýsmýnda Allah’ýn rýzasýný kazanmaya yarayacak olan ibadetlere devamlýlýk göstermektir. Bunlarý teker teker ele alacak olursak: 1-Piþmanlýk (Nedamet): Piþmanlýk kulun yapmýþ olduðu hatalarýnýn farkýna varmasýdýr. Piþmanlýk kulun yapmýþ olduðu hatalarýnýn ne kadar çirkin ve kötü olduðunu anlamasýdýr. Piþmanlýk kulun yapmýþ olduðu kötü iþ ve sözlerinin cezasýnýn yakýn olduðunu bilmesidir. Piþmanlýk kulun acizliðini kavramasýdýr. Piþmanlýk kulun Afüvv olan Rabbine tevbe istiðfar etmesinin anahtarýdýr. 2-Hak sahiplerine haklarýnýn iade edilmesi: Hak sahiplerine haklarýnýn iade edilmesi belki de bir nevi dil ile yapýlan samimi tevbe istiðfarýn bir göstergesi ve sadakatinin alameti olarak fiillere yansýmasýdýr. Tevbe istiðfar hiçbir zaman þer-i cezayý ortadan kaldýrmaz. Elbette ki kul samimi bir þekilde Allah’ü Teala hazretlerine tevbe istiðfar edecek olursa Et Tevvab olan rahmeti bol Rabbimiz onu affeder. Ancak kulun üzerindeki haklar kalkmaz. Ýþte tevbesin de samimi olan kiþi bu haklarý da hak sahiplerine iade eder. Mesela üzerine yapmasý farz olup ta ihmal etmiþ olduðu ibadetlerini Allah’ü Teala hazretlerinin kendi üzerindeki hakký olduðunu bilip yapmadýðý ibadetlerini kaza ve iade eder. Yine üzerindeki kul haklarýný da sahiplerine iade eder. Eðer sahibi hayatta deðilse varislerine iade eder. Eðer varisleri de yoksa o zaman hak sahibi adýna hayýr yapar. Birde haksýz yere bir kiþi hakkýnda sui zan da bulunmuþ veya bir kiþiye iftira etmiþ ve hakkýnda yalan yanlýþ þeyler söylemiþse o kiþilerden de haklarýný helal etmelerini istemek gerekmektedir. 3-Ayný hatalarý tekrarlamama ya azmetmek: Kul yapmýþ olduðu þeyleri kötü gördüðü için tevbe istiðfarda bulunmaktadýr. Bunu kötü ve çirkin görmesinin alametidir “ayný hatalarý tekrarlamama ya azmetmek”. Tevbe edenin tevbesinde ki sadakatinin ve samimiyetinin alametidir “ayný hatalarý tekrarlamama ya azmetmek”. Tevbe edenin tevbesinde ki dirayetini ortaya koymasýdýr “ayný hatalarý tekrarlamama ya azmetmek”. Oruçlunun orucunu tutmasýndaki hassasiyeti misali tevbe edenin tevbesini tutmasý ve hassasiyetinin bir göstergesidir “ayný hatalarý tekrarlamama ya azmetmek”. 4-Ýbadetlere Düþkünlük: Tevbe eden kulun acizliðini bilmesidir “ibadetlere yönelmek”. Tevbe eden kulun Rabbine baðlanmasýdýr “ibadetlere yönelmek”. Tevbe eden kulun gafletten kurtuluþudur “ibadetlere yönelmek”. Haramlarla kararýp katýlaþan kalbin, parlayýp yumuþamasýnýn iksiridir “ibadetlere yönelmek”. Manevi halin geliþmesinin ve ilerlemenin sebebidir “ibadetlere yönelmek”. Her þeyden önemlisi Allah’a kulluðun tadýný almaktýr “ibadetlere yönelmek”. Bunlarý yapan kiþinin halinde olumlu deðiþiklikler meydana geliyorsa bu tevbesinin kabul olunduðunun alametidir. Yok eðer hiçbir deðiþiklik meydana gelmiyor ve eskiye dönüþ baþlýyorsa bu onun tevbenin þartlarýna riayet etmediðinin ve tevbesin de samimi olmadýðýnýn alametidir. Bunlarý yapmakla artýk tevbe etmenin lüzumu ortadan kalkarmý? Kâmil bir mü’min hiçbir zaman tevbeyi terk etmez. Gerek peygamber efendimiz, gerek sahabe-i kiram efendilerimiz ve evliyaullah büyüklerimiz tevbeyi hiçbir zaman terk etmemiþlerdir. O numune insanlar sürekli tevbe etmekteydiler. Hem o örnek insanlar yalnýzca günahlarýna deðil (peygamber efendimiz müstesnadýr) ayný zamanda Allah’tan gafil olduklarý anlar için dahi tevbe eder hale gelmiþlerdir. Ýþte Tasavvuf yoluna girmek isteyen kiþiyi mürþidi talebeliðe kabul edeceði zaman onunla beraber kendiside tevbe istiðfar eder ve talebesine yukarýda saydýðýmýz hususlarý telkin eder. Mürþidi Kâmiller talebeliðe kabul ettiði kiþiye tevbeyi telkin ederken, ayný zaman da kendileri de tevbe etmektedir. Büyüklerden birisi þöyle demiþtir “Bilirmisiniz hocamýzýn makamý niye büyüktü? Cemaat sukût eder – O talebeliðe kabul ettiði her kiþiye tevbe telkin ederken kendi günahlarý içinde tevbe ederdi de Allah’ü Teala hazretleri onun için onun makamýný yükseltti.” Deðerli okuyucu! Allah Teala bizlerden kendisine yönelmemizi O'nun razý olduðu kul olarak huzuruna gelmemizi istiyor. Ýnsanoðlu yaratýlýþ itibariyle her an hata yapabilir, ama bizler bu hatalarýmýzdan piþman olup, Et Tevvab olan Allah Tealaya yönelirsek hiç þüphesiz ki Rasulullahýn haliyle hallenmiþ oluruz. Çünkü o bazý rivayetlere göre günde en az 70 veya 100 defa tevbe istiðfar eder ve alimlerimizin seyyidül istiðfar dedikleri duayý okurmuþ. Oysa o ki Allah Tealanýn habibiydi, o ki alemlere rahmetti, o ki yaratýlmýþlarýn en þereflisi ve geçmiþ gelecek günahlarý baðýþlanmýþ bir peygamberdi. Ama Rabbine Tevbe etmekten de gafil deðildi. O hiçbir zaman amellerine güvenmedi, o ancak Rabbine güvendi. Ýþte adýna Tasavvuf dediðimiz bu tatlý þer-i hal ilmi KUR'AN-I KERÝM ve Rasulullahýn hayatýnýn bir parçasý olan Tevbeyi de temel esaslardan edinmiþtir. Tekraren þunu da hatýrlamamýz gerekir ki zorla tevbe yapýlmaz. Tevbe kiþinin ancak kendi iradesi ile Rabbýný bilip maðfiret talep etmesiyle olur. Deðerli okuyucu! Ýþte yukarýda zikrettiðimiz ayet ve hadisleri iyi okuyalýmda nefsimizi hesaba çekerek HAK azze ve celleye hakkýyla tevbe eden kullardan olmaya çalýþalým., Deðerli okuyucu! Þunu da unutmayalým ki ehlullah'ýn dediði gibi " Bizlerin tevbelerinin dahi tevbeye ihtiyacý var." Ey rahmeti bol padiþah! Cürmüm ile geldim sana Ben eyledim hadsiz günah, Cürmüm ile geldim sana. Hadden tecavüz eyledim, Derya-yý zenbi boyladým, Malum sana ben neyledim. Cürmüm ile geldim sana. Senden utanmadým heman. Ettim hata gizli ayan. Vurma yüzüme, el’aman! Cürmüm ile geldim sana. Aslým çü bir katra meni. Halk eyledin andan beni Aslým deni, fer’im deni, Cürmüm ile geldim sana. Gerçi kese fýsk-u fücur, Ayb-ü zelel çok her kusur, Lakin senin adýn Gafur, Cürmüm ile geldim sana. Zenbim ile doldu cihan, Sana ayan zahir, nihan, Ey lutfu bol, kahrý güzel! Cürmüm ile geldim sana. Adýn senin Gaffar, iken. Ayb örtücü Settar iken, Kime gidem sen var iken, Cürmüm ile geldim sana. Hiç sana kulluk etmedim, Rah-ý rýzana gitmedim, Hem buyruðunu tutmadým, Cürmüm ile geldim sana. Ýsyanda Kuddusi þedid, Kullukta bir battal pelid, Der: Kesmezim senden ümid, Cürmüm ile geldim sana. "Kur'an-ý Kerim ve Sünnet-i Seniyye Iþýðýnda Ýslam Tasavvufu ve Nakþibendi Tarikatýnýn Esaslarý" adlý kitaptan alýntýdýr.